Translate
3 Kasım 2013 Pazar
Karanlıktaki Işık
Kapkaralık ve hiçbir sesin olmadığı bir dünya....
Görememek, duyamamak ve dolayısıyla konuşamamak.
Hayal etmesi bile güç olan bu durumda olan bizden çok farklı insanlar var. Benim dünyam filmindeki Ela karakteri işte böyle biri.
Ela için imkansız diye bir şey yok. Neleri başarabildiğine inanamayacaksınız. Filme gitmeyenler için çok fazla anlatmak istemiyorum ancak gidilmesini kesinlikle tavsiye ediyorum.
Göz teması kurabilmek, anlatabilmek duygularımızı... Bazen öyle şeyler olur ki anlatmak için can atarsın en yakın arkadaşına, sevdiklerine, sevgiline. Dayanamaz, bekleyemez ararsın belki de. Ama tüm bunlardan yoksun olmak, ifade edememek kendini, hem göremeden hemde duyamadan yaşamak çok ama çok farklı bir dünyanın olduğunu gösterir.
O insan için tek bir renk vardır; o da "siyah".
Tek bir ses vardır; içinden kopan çığlıklar...
Karanlığın içindeki ışığı arıyor Ela, kendi dünyasını anlatıyor filmde.
Peki ya bizim dünyamız? Herkesin kendi iç dünyası var. Bu dünyayı Ela'nın aksine biz kendimiz yaratıyoruz. Kendi karanlığımızı yarattığımız günler oluyor. Dibe vurduğumuz anlar, ama neden?
Mutlu olacak, şükredecek o kadar çok şeyimiz var ki. Ama günün koşuşturmasından bazen unutuyoruz. Mutlu olmak ile gelecek planlarını karıştıranlar var aramızda. Yada çizdiği tablo olmazsa üzülenler...Tanrı sen plan yaptıkça yukarıdan gülermiş halbuki.(if you want to make god laugh tell him your plans)
Mutluluk ilginç bir kavram.
Ben sevgilimin bakışında bulurum mutluluğu yada omzuna yasladığımda başımı. Güneşin batımındaki kırmızılı pembeli alacalı gökyüzünde bulurum.
İlla şairane de olması gerekmez mutluluğun,yazlık kışlık yaparken paltomun cebinde bulduğum 20'lik mutlu eder mesela:) küçük şeyleri önemli kılmaktır belkide.
Mutluluk o anın farkında olmaktır..Hayatta es'ler olup, durup düşünmek gerekir, derin nefeslerle. Senin doğal olarak yaptığın şeyleri bazı insanlar çok ama çok zor şartlar altında yapmaya çalışıyor.
Neden kendi dünyamızın ışığını yaratmayalım ki. Abidin Dino mutluluğun resminin tuvallere sığmayacağını biliyordu.Ondandır ki Nazım'a yazdığı şiirin son mısrasında şu sözlere yer vermişti "Buna da ne tual yeterdi;ne boya..."
Nazım Hikmet'in sorduğu gibi mutluluğun resmini yapamam belki ama bu duyguyu yaşamayı bilirim.
Eğer biran için bu yazıyı okuyanlar durup, mutlu oldukları anları düşündülerse ya da gerçekten şükretmek gerekiyor ya! falan dedilerse işte ben mutlu oldum bile:)
Etiketler:
Abidin Dino,
ağlamak,
Benim Dünyam,
Beren Saat,
duygu,
film,
mutluluk,
Nazım Hikmet,
sevinmek,
şükretmek
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder