Blog yazmak zevkliymiş. Birilerine ulaşabilmek, yazdıklarının okunması insanın içini kıpırdatacak bir mutluluk veriyormuş. Nasıl tarif edilir bilmiyorum. Fırından yeni çıkmış bir ekmeğin kokusunu aldığımızda içimizi ısıtan bir mutluluk olur ya, ya da yağmur yağdıktan sonra mis gibi toprak kokusunu içimize çekeriz. İşte öyle huzurlu bir mutluluk var üzerimde.
Bu aralar -evet blog açtım:) şeklinde ağzım kulaklarımda dolaşıyorum. Görmemişin bloğu olmuş edası olabilir ama n'apalım işin heyecanı burada zaten.
Blog açmaya karar verdiğimde deli gibi isim düşündüm.Eminim herkesin başından geçen bir süreçtir. Hem kolay olsun, hem beni yansıtsın hem ne ile ilgili yazacağımdan biraz ipucu versin hemde hatırlanabilir olsun... Bu liste böyle uzayıp gitti.
En sonunda ben her şeyden, her konudan bahsetmek istediğimi, kendimi sınırlandırmak istemediği farkettim. Neyle ilgili yazıyorsun diyenlere sadece "hayat" demek istedim.
Moda da hayatımızın parçası, şiir de, aşkta, sevgi de, kavga da, yemekte....
Sonra küçükken düşündüğüm bir şey geldi aklıma. Eskiden bu dünyanın sadece bir rüya olduğunu ve birgün bu rüyadan uyanacağımı ciddi ciddi düşünürdüm. Tanıştığım insanların diğer hayatımda da tanıdıklarım olduğunu bilirdim içten içe. Hatta gözümün önüne dev gibi bir ağaç gelirdi ve o dev ağacın altında yatan beni görürdüm. Evet tuhaf bir çocuktum kabul ediyorum:)
Ama çokta yanılmamışım çünkü hayat gerçekten bir oyun gibi. Tanıştığımız insanların, yaşadığımız olayların bir nedeni var.Tesadüf diye bir şey yok hayatta. Hayat dersi var.
Belki de hala o tuhaf çocuğum ne dersiniz:)
O nedenle "hayat1oyunsa" dedim.
Çok sevdiğim birine bloğumun adını ilk söylediğimde oyun mu anlatmak istiyorsun dedi. Güldüm. Belki oyun da anlatırım kimbilir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder