Geleceğin bittiği yerde
gözlerinde gelecek olan çocuklar onlar.
Belki de çocukların hayatı ikiye
ayrılır. Şanslı doğanlar ve şanssız doğanlar diye.
Ürktüm bugün biraz nedense. Tek
başına gittiğim için mi bilmem. Çok küçükken ninemiz vefat ettiğinde bende
geleyim demiştim. Babam “kabristan çocuklar için değil” demişti. Kimse için
değil aslında ama gidiyoruz işte. Sevdiklerimiz bir bir giderken.
Çok güzel bir çocuk dolaşıyordu
etrafımda. Sanki koskoca yerde bir o, birde ben varız. Sessizliği bozan ayak sesleri.
Bir süre sonra yanımda para yok
dedim. Olsun abla dedi. Elinde 5 lt'lik bir su bidonu. Ben dua ettim, o dua
etti. Yaprakları temizledik birlikte. Anlıyor muydu acıyı, var mıydı ailesinden
vefat eden bilmem. Gözleri ışıl ışıl, temiz pak giyimli. Sanki acıya ortak
olmaya gelmiş o küçük hali ama büyük tavırlarıyla.
Ne işin var burada? Okuyor musun?
Dedim. 5. Sınıfa geçtim hem de takdir ve onur belgesiyle dedi. Öğretmen ya da
doktor olmak istiyorum. Çok çalışman
lazım dedim. Evet dedi. Kabristandaydık ve bunları konuşuyorduk. Acının farkında
mısın diyemedim. Ama anlar gibi bir hali vardı. Gözleri ışıl ışıldı. Gelecek vardı
gözlerinde.
Arabama kadar eşlik etti. Sevindi
eline tutuşturduğum kağıt parçasına. Çocuktu nihayetinde. Sonra da arkasına
baka baka koşarak uzaklaştı. Kime nereye bilinmez.
O giderken daha da soğudu etraf…
Ve babam her zamanki gibi haklıydı.
Kabristan çocuklar için değildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder